9 Temmuz 2010 Cuma

Mustafa Kemal Atatürk, Tokat'ta bir yurttaşın derdini dinlerken ( 21 Kasım 1930)

Siyasl kavgaların çoğu sonuçsuzdur. Fakat, toplumsal çalışma her zaman için verimlidir. Bizim münevverler (aydınlar) buna çalışmalı. Neden Anadolu'ya gelip uğramazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa sözle sevgi fayda vermez!
1919 (Atatürk'ün S.D. III, s. 10)


Beşiktaş Belediyesi duvarlara asmıştı bu fotoğrafı ilk orada gördüm..
fotoğrafta bana çok hüzünlü geldi Mustafa Kemal.hüzün bazen yakışmıyor nsanlara..
vatandaşının derdine bu kadar duyarlı bir lider görmüş müdür bu topraklar..
Efkarlandım..sonra  merakım beni dürttü..


tarihin 1930 olması  29 dünya ekonomik

buhranını ve serbest fırkayı hatırlattı..

ve bu fotoğrafın ardında yatan gerçekleri araştırdım..


 
.




Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa

Kemal Atatürk’ün Tokat’a son gezisi, 21

Kasım l930’da gerçekleşti. Kayseri’den

başlayan ve Trabzon’a kadar sürecek olan

bu yurt gezisinin amacını yine bu geziye

katılan Ahmet Hamdi Başar şu şekilde

açıklamakta:


“Atatürk’ün geniş ölçüde yapacağı bu

seyahatin hususi bir hedefi vardı: Serbest

Fırka hadisesi memlekette idareden memnun

olmayanların çokluğunu ortaya koymuştu.

Her taraftan şikayetler yükselmekteydi.

Bunların hepsini hocalar, mürteciler ve saire

yapıyor denemezdi. Çünkü her şikayet

madde gösterilerek yapılıyordu... İşte 1930

senesi İkinciteşrin(Kasım) ayının 11 inci


pazartesi akşamı Ankara istasyonundan

Kayseri’ye doğru mütahassıs bir heyetle

beraber, hareket eden Atatürk, işlerin iyi

gitmediğini ve müdahale lazım geldiğini

ancak yakın zamanda anlamış olarak

seyahate çıkıyordu”


Mustafa Kemal Atatürk’ün bu geziyle ilgili

hazırlanan notları incelendiğinde, Tokat’ın iki

önemli konuyla gündeme geldiğini

görmekteyiz. Bunlardan birincisi, tütün


üreticisinin şikayetleriyle ilgilidir

Ellerinde fazla miktarda eskimiş ve yıpranmış

tütün bulunan köylüler, bu tütünlerin inhisar

idaresi tarafından satın alınması konusunda

başvuruda bulunmuşlardır. Konuyla yakından

ilgilenen Atatürk, söz konusu tütünlerin 1927

ve 1928 yıllarına ait tütünler olduğunu ve

ekonomik açıdan bir değer ifade etmediğini

anladıktan sonra köylülerin bu isteklerini

kabul etmemiştir.


Tokat’la ilgili diğer önemli bir konu ise, gerek

burada gerekse bölgede görülen fare

tahribatının ekinler üzerinde yol açtığı

zarardır . Karadeniz Bölgesi’nde olduğu gibi

Tokat ve özellikle Kazova’da fare tahribatı

nedeniyle ekinler büyük zarar görmüş, tarla

sahipleri ekonomik yönden büyük büyük

sıkıntılarla karşı karşıya kalmışlardır. Resmi

makamlardan istenmesine rağmen henüz

herhangi bir kimyasal ilaç alamadıklarını

söyleyen köylüler, yeni yılda ekecek

tohumlarının dahi bulunmadığından şikayet

etmişlerdir. Konuyu yakından inceleyen

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk,

gerekli incelemeler yapıldıktan sonra zarar

görenlere gerekli tohumun ve ilaçların

gönderilmesi, Ziraat Bankası borçlarının ise

yarısının ertelenmesi konusunu Hükümete

bildirmiştir.


Mustafa Kemal Atatürk tarafından 22 Kasım

1930 tarihinde Samsun’da yazılan ve

Başvekil İsmet Paşa’ya hitaben yazılan

konuyla ilgili telgrafa verilen 23 Kasım 1930

tarihli yanıt aşağıdaki şekildedir:


“Başvekâletten mevrut Ankara 23/XI/931

tarihli telgraf suretidir

1- Havzadaki arazi vergisi için Samsun

defterdarlığına Maliyeden emir verilmiştir.

2- Tohumluk Ziraat Bankası nezdinde takib

ediliyor. Mahalli sandıklara merkezden para

gönderilecektir.


3- Traktörlerin değiştirilmesine kadar geçen

seneden tenzilat yapılmaksızın muafiyetli gaz

verilmekte devam olunacaktır. İktisat

vekaletinin bu mealde tebligat yapacağı


maruzdur.

Başvekil

İsmet “111




Baylar, sırası gelmişken saygıdeğer ulusuma şunu öğütlerim ki; bağrında yetiştirerek başının üstüne dek çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz mayayı çok iyi incelemeye dikkat etmekten, hiçbir zaman geri kalmasın!
                                                     Mustafa Kemal Atatürk 
kötü yönetimden dolayı arpalığa çevirdiğimiz ve
yabancı kapitülasyonculara muhtaç kalmayalım, ingilizlerle 1838 d yapılan ticaret antlaşmasıyla dibi gören osmanlı halkının trajedisini tekrar yaşamayalım diye kurulan KİT leri, üretim kaynaklarımızı verimsizliğe iten sonra satılmasını seyreden hepimiz bu gerçekliğe samimiyetle bakıp düşünelim..

finansın %80 i savunma sanayinin %80 i tüketim harcamalarımızı yutan marketlerin perakende sektörünün yüzde 70 i yabancıların...kobiler elektrik santralleri sırada..

m


üsamere filmleri izlemek bayramlarda ve
ölüm yıldönümlerinde aynı şablonları

tekrarlamak reklam sömürülerine aldanmak..

vizyon fakiri olduğumuzdan,kolaycılığı hazır yanıtları tercih ettiğimizden bu

sembol kemalizmi bizi bu noktalara getirdi. 

Türkiye' de Mustafa Kemal'i daha iyi anlamak
ve tanımak gerekiyor! yazdıklarımın

amacı da bu ve öğrenme sürecim çok canlı.
,anadolu modeli yaratmalıyız..benim gördüğüm yüksek katma değerli ürünlerr üreten yerli bir büyüme stratejisi yaratmadan refah toplumuna ulaşamayacağımız. üretimi çalışkanlığı ideolojinin önüne getirecek bir  siyasi irade nasıl yaratabiliriz..
80 darbesinden sonra kapitalizmin büyük şirketlerine kapı sonuna kadar açılırken..
sosyal ve insani yönden çalışanları tehdit eden bu şirketler hukuksal ve ekonomik yönden devletleri ve tüm tüketicileri hegemonyaları altına almışken..
gördüğü her makinayı anında taklit edip yapabildiği için artık sanayi fuarlarına alınmayan gaziantepli Mennan Aksoy usta sormuştu habertütk TV de.Atatürkü seviyormusunuz diye..Öyleyse neden uçak fabrikası yapmıyorsunuz diye eklemişti..neden?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder